hak dinler hakkında bildiklerimiz yalnızca aslen kimin tarafından
yazıldığını bilmediğimiz bir kaç kitaba bağlı olup doğruluğu yüzde yüz kesin
değildir. bu yüzden bunlara "hristiyan mitolojisi" ve "müslüman
mitolojisi" demek daha uygundur.
kitapların ne zaman yazıldıkları ve kimin tarafından yazıldıkları hakkında sadece o kitaplarda yazanlar ve ağızdan ağıza dolaşanlar vardır, bunlar dışında hiç bir kaynak olmaması durumum objektifliğini sorgulamaya yetmelidir.
unutmayalım ki bugün "yanlış" kabul ettiğimiz inançlar geçmişte en az günümüzün islamı ve hristiyanlığı kadar geçerli sayılmıştır. bu değişim hep vardır, hep olacaktır.
aslında mitoloji geçmişte değil...hala devam etmekte..1000 yıl sonra bizim inandıklarımız da bu sınıfa sokulacaklarsa şimdiden bu gerçekleri kabul etmek daha mantıklıdır (tabi artık yazı var belge var ölümsüzleşirler..bunlar olmasaydı dediğim gibi olabilirdi)
kitapların ne zaman yazıldıkları ve kimin tarafından yazıldıkları hakkında sadece o kitaplarda yazanlar ve ağızdan ağıza dolaşanlar vardır, bunlar dışında hiç bir kaynak olmaması durumum objektifliğini sorgulamaya yetmelidir.
unutmayalım ki bugün "yanlış" kabul ettiğimiz inançlar geçmişte en az günümüzün islamı ve hristiyanlığı kadar geçerli sayılmıştır. bu değişim hep vardır, hep olacaktır.
aslında mitoloji geçmişte değil...hala devam etmekte..1000 yıl sonra bizim inandıklarımız da bu sınıfa sokulacaklarsa şimdiden bu gerçekleri kabul etmek daha mantıklıdır (tabi artık yazı var belge var ölümsüzleşirler..bunlar olmasaydı dediğim gibi olabilirdi)
temelde din mitoloji'yi de kapsayan bir kavramdır, kendi dinlerinin
gökten indiğinden şüphelenen, din denilince akıllarına hristiyanlık, musevilik
ve islam gelen insanlar aksini düşünüyor olsalar bile mitoloji de koç gibi bir dindir. bu sebeple din ile mitoloji arasındaki en büyük fark
- aynı renk ile mavi arasındaki fark gibi - birinin diğerini kapsıyor olması
olabilir.
dini "semavi dinler" dar anlamıyla alırsak da ortaya şöyle bir durum çıkar; dini anlatıların çoğunun temelinde mitoloji öyküleri yer alır, ya da başka bir deyişle, dini anlatılar ile mitolji öyküleri arasında derin paralellikler bulunur ve mitolojik öyküler kronolojik sıralamada daha üstte yeralırlar; dolayısıyla bu bakış açısına göre din ile mitoloji arasındaki başka bir fark da dinlerin mitoloji üzerine inşa edildikleri yani mitolojinin dinleri bir anlamda kapsadığıdır. dindar insanlar bu durumu, tanrı'nın - kitaplarında bahsettiği gibi - önceki kavimlere de peygamberler aracılığı ile buyruklarının iletilmesi olarak yorumlarlar. dine inanmayanlar ise bu paralelliği dinin insan kurgusu oldugu görüşünün açık bir delili sayarlar. mamafih eskilerde peygamberlerin ne dedikleri pek iyi anlaşılamamış olacak ki isa öncesi hemen hemen tüm uygarlıkların 100'den fazla tanrısı vardır ve kuzey yarımküre mitolojileri ile modern dinler arasındaki paralelliklere güney amerika mitolojilerinde pek fazla rastlanmaz.
dini "semavi dinler" dar anlamıyla alırsak da ortaya şöyle bir durum çıkar; dini anlatıların çoğunun temelinde mitoloji öyküleri yer alır, ya da başka bir deyişle, dini anlatılar ile mitolji öyküleri arasında derin paralellikler bulunur ve mitolojik öyküler kronolojik sıralamada daha üstte yeralırlar; dolayısıyla bu bakış açısına göre din ile mitoloji arasındaki başka bir fark da dinlerin mitoloji üzerine inşa edildikleri yani mitolojinin dinleri bir anlamda kapsadığıdır. dindar insanlar bu durumu, tanrı'nın - kitaplarında bahsettiği gibi - önceki kavimlere de peygamberler aracılığı ile buyruklarının iletilmesi olarak yorumlarlar. dine inanmayanlar ise bu paralelliği dinin insan kurgusu oldugu görüşünün açık bir delili sayarlar. mamafih eskilerde peygamberlerin ne dedikleri pek iyi anlaşılamamış olacak ki isa öncesi hemen hemen tüm uygarlıkların 100'den fazla tanrısı vardır ve kuzey yarımküre mitolojileri ile modern dinler arasındaki paralelliklere güney amerika mitolojilerinde pek fazla rastlanmaz.
antik devirlerde mitoloji din ile aynı
degerdeydi çünkü mitolojik kahramanlar aynı zamanda tanrılardı da. bunun sebebi desomut olarak açıklayamadıgımız olayları soyut güçlere bağlamak zorunda kalmaktan gelmektedir. "madem biz
bunları tanımlayamıyoruz o halde bir güç var" düşüncesinden türemiştir...
mitolojik kahramanlar, kurtarıcı, koruyucu ve yaratıcı olarak görülmüşlerdir. ve yine şimdilerde şeytan olarak tanımlanan kötü gücün yerinde o zamanlarda da kötü tanrılar bulunmaktaydı. ve her olay için ayrı bir tanrı yaratılmıştı, şimdi ki tek tanrılığın aksine... apollo müzik, aphrodite aşk tanrısıyken, hades şimdiki azraile benzeyen bir rol alıp ölüm tanrısı olarak kabul edilmiştir....farkı ise, allah ın melekleri varken, en büyük ve tüm tanrıların başı olan zeus un ise yine tanrı olarak adlandırılar yardımcıları vardı. tıpkı şimdi din konusunda oldugu gibi...
çağlar değişip, insanlık gelişmeye başladıkça dinler belirmeye, diğer bir tabirle "inmeye" başlamıştır. ve bu inanç daha mantıklı görülmüştür. mitolojik kahramanların insanlar tarafından oluşturulmasına karşın allah bize varlığını göstermiş ve bizim kendine inanmamızı sağlamıştır. ve yine en büyük fark mitolojideki tanrılar insanlar tarafından da görülebilirken, allah hiçkimse tarafından görülememektedir... işte ikisi arasındaki en büyük farklar bunlardır. ama en büyük benzerlik de, başta da söylediğim gibi, ispatlanamayan olayları gözle görülmeyen bir güce baglama istegidir. unutmamalı ki, bizler su anda allah ın varlığına ne kadar inanıyorsak antik çağlardaki insanlar da kendi tanrılarının varlığına o kadar inanıyorlardı.
mitolojik kahramanlar, kurtarıcı, koruyucu ve yaratıcı olarak görülmüşlerdir. ve yine şimdilerde şeytan olarak tanımlanan kötü gücün yerinde o zamanlarda da kötü tanrılar bulunmaktaydı. ve her olay için ayrı bir tanrı yaratılmıştı, şimdi ki tek tanrılığın aksine... apollo müzik, aphrodite aşk tanrısıyken, hades şimdiki azraile benzeyen bir rol alıp ölüm tanrısı olarak kabul edilmiştir....farkı ise, allah ın melekleri varken, en büyük ve tüm tanrıların başı olan zeus un ise yine tanrı olarak adlandırılar yardımcıları vardı. tıpkı şimdi din konusunda oldugu gibi...
çağlar değişip, insanlık gelişmeye başladıkça dinler belirmeye, diğer bir tabirle "inmeye" başlamıştır. ve bu inanç daha mantıklı görülmüştür. mitolojik kahramanların insanlar tarafından oluşturulmasına karşın allah bize varlığını göstermiş ve bizim kendine inanmamızı sağlamıştır. ve yine en büyük fark mitolojideki tanrılar insanlar tarafından da görülebilirken, allah hiçkimse tarafından görülememektedir... işte ikisi arasındaki en büyük farklar bunlardır. ama en büyük benzerlik de, başta da söylediğim gibi, ispatlanamayan olayları gözle görülmeyen bir güce baglama istegidir. unutmamalı ki, bizler su anda allah ın varlığına ne kadar inanıyorsak antik çağlardaki insanlar da kendi tanrılarının varlığına o kadar inanıyorlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder